Birkaç yıl önce, öğrencilerin yapay zeka (YZ) kullanarak makale yazması, sunum slaytları oluşturması, görseller üretmesi, kod yazması veya ödevlerini tamamlaması bilim kurgu gibi görünüyordu. Ancak günümüzde ChatGPT, MidJourney, DALL-E ve Grammarly gibi YZ araçları, yükseköğretimde ders kitapları kadar yaygın hale geliyor.
Peki, öğrenciler gerçekten YZ hakkında ne hissediyor? Onu düşünmeden bir öğrenme aracı olarak mı benimsiyorlar, yoksa etik ve güvenilirlik konusundaki endişeler nedeniyle mi kaçınıyorlar?
Journal of Marketing Education dergisinde yayımlanan son araştırmamızda, öğrencilerin YZ ile nasıl etkileşim kurduğunu ve neden bazılarının bu teknolojiyi hevesle kullanırken bazılarının tereddüt ettiğini anlamayı amaçladık.
Karışık Tepkiler: Heyecan, Korku ve Şüphecilik
Üç üniversite öğrencisini hayal edin—Ahmet, Şebnem ve Kerem—hepsi aynı zorlukla karşı karşıya: büyük bir ödev teslim tarihi. Ellerinde ChatGPT, DALL-E, Gamma.app ve Grammarly gibi YZ araçları var, ancak bu araçları kullanma yaklaşımları tamamen farklı.
Ahmet, teknolojiye meraklı ve deneyseldir. Yeni teknolojileri sever ve YZ'yi beyin fırtınası yapmak, fikirlerini düzenlemek ve yazısını geliştirmek için bir asistan olarak görür. Yine de YZ tarafından üretilen içeriği iki kez kontrol eder ve çalışmasının ders içeriğiyle uyumlu olmasını sağlar.
Şebnem, temkinli ve çalışkandır. YZ’ye fazla güvenen öğrencilerin cezalandırıldığı korkunç hikayeleri duyduğu için onu tamamen reddeder. Yanlış bilgi, intihal ve eleştirel düşünme becerilerini kaybetme konularında endişelidir.
Kerem, YZ'ye aşırı güvenir. Kaynakları doğrulamadan veya doğruluğu kontrol etmeden YZ tarafından oluşturulan metinleri kopyalar. YZ'nin ürettiği her şeyin doğru ve iyi yazıldığını varsayar, ancak bu her zaman böyle değildir. Sonuç olarak, ödevleri genellikle derinlikten, özgünlükten ve ders materyaliyle bağlantıdan yoksundur.
Peki, Ahmet gibi öğrencileri Şebnem’den ayıran şey nedir? Neden bazı öğrenciler YZ’yi sorumlu bir şekilde kullanırken, diğerleri ya onu reddediyor ya da yanlış kullanıyor? Araştırmamız, bunun üç ana faktöre bağlı olduğunu ortaya koydu: algılanan risk, güven ve teknoloji bilgisi.

Algılanan Risk: YZ'nin "Her Şeyi Ele Geçirme" Korkusu
Şebnem’in tereddütü, algılanan riskin—YZ kullanımının olumsuz sonuçlara yol açabileceği korkusunun—klasik bir örneğidir.
🔹 YZ tarafından üretilen içerik intihal olarak işaretlenebilir mi?
🔹 Ya YZ’nin sağladığı bilgiler yanlış veya önyargılıysa?
🔹 YZ’ye güvenmek yazma ve eleştirel düşünme becerilerimi zayıflatabilir mi?
Şebnem gibi öğrenciler için bu endişeler, potansiyel faydalardan daha ağır basar ve onları YZ araçlarından tamamen kaçınmaya iter.
📌 Bulgumuz: Öğrenciler YZ ile ilgili risklerden ne kadar çok korkuyorsa, onu çalışmalarında kullanma olasılıkları o kadar düşük oluyor.
Güven: Güven ile Tedbir Arasındaki Hassas Denge
Kerem ise YZ’ye körü körüne güvenen öğrencileri temsil eder. Kaynakları doğrulamadan veya yanıtları geliştirmeden YZ’ye tamamen güvenir.
Güven, YZ’nin benimsenmesinde büyük bir rol oynar. Bazı öğrenciler (Ahmet gibi), YZ'ye güven duysa da içerikleri doğrulamadan teslim etmezler. Diğerleri (Kerem gibi) ise YZ'ye aşırı güvenerek tüm çıktılarının doğru ve iyi yapılandırılmış olduğunu varsayarlar.
Bir diğer önemli faktör de eğitmenlere duyulan güvendir. Profesörler YZ kullanımını açıkça tartıştığında ve etik kullanımla ilgili net yönergeler sağladığında, öğrenciler YZ'yi çalışmalarına entegre etme konusunda daha rahat hissederler. Ancak eğitmenler YZ’ye tamamen karşı çıkarsa, öğrenciler ya onu tamamen görmezden gelir (Şebnem gibi) ya da rehberlik olmadan gizlice kullanır (Kerem gibi).
📌 Bulgumuz: Hem YZ araçlarına hem de eğitmenlerden gelen net yönergelere duyulan dengeli güven, YZ’nin daha sorumlu bir şekilde kullanılmasına yol açıyor.
Teknoloji Bilgisi: YZ’yi Etkili Kullanma Yetkinliği
Ahmet’in YZ’ye yaklaşımı, teknoloji bilgisi dediğimiz şeyle örtüşmektedir. Dijital araçlarla rahat olan, YZ’nin nasıl çalıştığını anlayan ve onun sınırlamalarını bilen öğrenciler, YZ’yi daha bilinçli kullanma eğilimindedir.
Teknolojiye hakim öğrenciler genellikle:
✅ YZ’yi kendi düşüncelerini geliştirmek için kullanır, onu tamamen bir alternatif olarak görmez.
✅ YZ tarafından üretilen metinleri düzenler ve geliştirir.
✅ Özetleme, araştırma ve içerik düzenleme gibi farklı akademik görevler için YZ araçlarını uyarlayabilir.
📌 Bulgumuz: Teknoloji bilgisi yüksek olan öğrenciler, YZ’yi riskli bir kestirme yol yerine faydalı bir araç olarak görme eğilimindedir.

Üniversiteler Nasıl Tepki Vermeli?
Araştırmamız, önemli bir gerçeğin altını çiziyor: YZ kalıcı. Asıl soru, öğrencilerin onu kullanıp kullanmayacağı değil, nasıl kullanacaklarıdır.
Öğrencilerin YZ’den en iyi şekilde faydalanmalarını sağlamak ve yanlış kullanımını önlemek için üniversiteler şunları yapabilir:
✅ Net YZ Yönergeleri Sağlamak. YZ’yi yasaklamak yerine, eğitmenler ne zaman ve nasıl sorumlu bir şekilde kullanılabileceğine dair yapılandırılmış rehberlik sunmalıdır.
✅ YZ Okuryazarlığını Teşvik Etmek. Öğrencilere YZ tarafından üretilen içeriği eleştirel olarak değerlendirmeyi öğretmek, körü körüne güvenmenin veya kötüye kullanmanın önüne geçecektir.
✅ Etik YZ Ödevleri Tasarlamak. YZ’yi kontrollü ve rehberlik edilen bir şekilde müfredatın bir parçası haline getirmek, öğrencilerin teknolojiyi kendi düşünme süreçlerinin yerine koymadan nasıl entegre edeceklerini öğrenmelerine yardımcı olacaktır.
YZ’nin Yükseköğretimdeki Geleceği
Ahmet, Şebnem ve Kerem, eğitimde YZ’ye yönelik üç farklı tepkiyi temsil ediyor. İdeal öğrenci yaklaşımı? Ahmet gibi, güven ve eleştirel düşünme arasında bir denge kurmak.
YZ gelişmeye devam ederken, öğrenciler, eğitmenler ve kurumlar birlikte çalışarak, bu teknolojiyi etik, etkili ve eğitsel yollarla öğrenme süreçlerine entegre etmelidir.
💡 Siz ne düşünüyorsunuz? Üniversiteler YZ’yi eğitimde benimsemeli mi, yoksa daha sıkı düzenlemeler mi getirmeli? Yorumlarda tartışalım! 😊
📖 Makalenin tamamına buradan ulaşabilirsiniz: Generative AI in Higher Education: Examining Risk, Trust, and Tech-Savviness
Comments